En son
2004 yılında yalnız geçirmişim sevgililer gününü… Aradan geçen sekiz yıla iki
ciddi ilişki ve bir eş sığdırmışım. Onca yılın ardından yalnız geçirdiğim ilk
sevgililer günüm.
2004 yılında yalnız geçirmişim sevgililer gününü… Aradan geçen sekiz yıla iki
ciddi ilişki ve bir eş sığdırmışım. Onca yılın ardından yalnız geçirdiğim ilk
sevgililer günüm.
İnsanoğlu
hayatının her evresinde içsel muhasebe yapar; hayattan aldıkları, hayata
kattıkları, artıları, eksileri, kazandıkları ve de kaybettikleri… Kimi zaman
her gece yatağa yattığında çıkarır bu muhasebeyi kimi zamansa kırk yılda bir.
Bazen sonuçlarından memnun olur bazense kızar kendine. Neden’le başlayan
sorular sorar, cevaplar bulmaya çalışır, bulduğu küçücük bir avuntuya bile
sımsıkı sarılır bazen.
hayatının her evresinde içsel muhasebe yapar; hayattan aldıkları, hayata
kattıkları, artıları, eksileri, kazandıkları ve de kaybettikleri… Kimi zaman
her gece yatağa yattığında çıkarır bu muhasebeyi kimi zamansa kırk yılda bir.
Bazen sonuçlarından memnun olur bazense kızar kendine. Neden’le başlayan
sorular sorar, cevaplar bulmaya çalışır, bulduğu küçücük bir avuntuya bile
sımsıkı sarılır bazen.
İnsan
yalnız kaldığında, anlık olan yalnızlıktan bahsetmiyorum, hayata tek başına
devam ediyorsa kendisiyle baş başa kalır. Hayatının muhasebesini yapma sıklığı
artar, titizlikle yoklar her köşeyi, dip bucak temizliğe girişir kalbinin ve
aklının dehlizlerinde.
yalnız kaldığında, anlık olan yalnızlıktan bahsetmiyorum, hayata tek başına
devam ediyorsa kendisiyle baş başa kalır. Hayatının muhasebesini yapma sıklığı
artar, titizlikle yoklar her köşeyi, dip bucak temizliğe girişir kalbinin ve
aklının dehlizlerinde.
Ama asıl
titizlik nerede gereklidir biliyor musunuz? Bulduklarınızı yorumlamakta.
Hiçbirimiz tertemiz bir tablo bırakmamışızdır geride; hatalarımız, kalp
kırıklıklarımız, can yakmalarımız, terk etmişliklerimiz, terk
edilmişliklerimizle doludur o karanlık bölgeler. Tüm bunları ortaya
topladığımızda karamsar bir tablo gibi durabilir, bir an ne düşüneceğimizi,
nasıl hissedeceğimizi şaşırabiliriz. Başarısız, yenik ve üzgün hissederiz;
çoğunlukla da beceriksiz.
titizlik nerede gereklidir biliyor musunuz? Bulduklarınızı yorumlamakta.
Hiçbirimiz tertemiz bir tablo bırakmamışızdır geride; hatalarımız, kalp
kırıklıklarımız, can yakmalarımız, terk etmişliklerimiz, terk
edilmişliklerimizle doludur o karanlık bölgeler. Tüm bunları ortaya
topladığımızda karamsar bir tablo gibi durabilir, bir an ne düşüneceğimizi,
nasıl hissedeceğimizi şaşırabiliriz. Başarısız, yenik ve üzgün hissederiz;
çoğunlukla da beceriksiz.
Olmamıştır,
ilişkiyi çift olmayı becerememişizdir. Ya terk etmişizdir ya da terk
edilmişizdir. Aldatmışızdır ya da aldatılmışızdır. Biri etken biri edilgen olsa
da suçladığımız kişi değişmez, kendimizi oturturuz sanık koltuğuna.
ilişkiyi çift olmayı becerememişizdir. Ya terk etmişizdir ya da terk
edilmişizdir. Aldatmışızdır ya da aldatılmışızdır. Biri etken biri edilgen olsa
da suçladığımız kişi değişmez, kendimizi oturturuz sanık koltuğuna.
Oysa
masumuzdur aslında. Suçu kesinleşene kadar herkes masumsa, biz de öyleyizdir.
Ortada bir suç olmadığı için hiçbir zaman da suçlu olmayacağızdır. Çünkü tek
yaptığımız sevmektir. Sevgi, verdiğimiz yegane tepkidir hayata. Hayatın bunu
bize geri döndürüşü farklıdır sadece.
masumuzdur aslında. Suçu kesinleşene kadar herkes masumsa, biz de öyleyizdir.
Ortada bir suç olmadığı için hiçbir zaman da suçlu olmayacağızdır. Çünkü tek
yaptığımız sevmektir. Sevgi, verdiğimiz yegane tepkidir hayata. Hayatın bunu
bize geri döndürüşü farklıdır sadece.
“Başkalarını
sevebilmenin ilk adımı önce kendini sevebilmek” der bütün kaynaklar.
Yaşadıklarımdan sonra keşfettiğim en önemli şey bu oldu benim belki de.
Kalbimin ve aklımın karanlıklarında yolculuk ederken çok şeyle karşılaştım, ama
sayısı en fazla olan kalem kendime ettiğim haksızlıklardı. Kendimle ettiğim
kavgalar, hak etmediğim halde kendimi suçlamalarım ve hepsinin temelinde yatan
kendime olan sevgisizliğim. Meğer herkesi çok severken en kıymetlime, kendime
ayırmamışım sevgimi. Kendimi yaramaz küçük bir çocuk gibi cezalandırmışım, kara
tahta önünde tek ayak üzerinde beklemişim yıllarca hiç anlamadan.
sevebilmenin ilk adımı önce kendini sevebilmek” der bütün kaynaklar.
Yaşadıklarımdan sonra keşfettiğim en önemli şey bu oldu benim belki de.
Kalbimin ve aklımın karanlıklarında yolculuk ederken çok şeyle karşılaştım, ama
sayısı en fazla olan kalem kendime ettiğim haksızlıklardı. Kendimle ettiğim
kavgalar, hak etmediğim halde kendimi suçlamalarım ve hepsinin temelinde yatan
kendime olan sevgisizliğim. Meğer herkesi çok severken en kıymetlime, kendime
ayırmamışım sevgimi. Kendimi yaramaz küçük bir çocuk gibi cezalandırmışım, kara
tahta önünde tek ayak üzerinde beklemişim yıllarca hiç anlamadan.
Şimdi o
küçük çocuğu çok seviyorum, belki hayatımdaki herkesten fazla, en önemlisi o
benim için. İnanın, kendinizi koşulsuz sevmeye başladığınızda o kadar değişiyor
ki dünya gözünüzde. Birden diğer her şey önemini kaybediyor, tepeden bakıyorsunuz
dünyaya. Kötü anlamda değil, çok bilmişlik, kendini beğenmişlik değil
söylediğim; özünde ben’cillik.
küçük çocuğu çok seviyorum, belki hayatımdaki herkesten fazla, en önemlisi o
benim için. İnanın, kendinizi koşulsuz sevmeye başladığınızda o kadar değişiyor
ki dünya gözünüzde. Birden diğer her şey önemini kaybediyor, tepeden bakıyorsunuz
dünyaya. Kötü anlamda değil, çok bilmişlik, kendini beğenmişlik değil
söylediğim; özünde ben’cillik.
“Kendini
hayatının merkezine koy ve orası tek kişilik olsun” demişti çok sevdiğim bir
arkadaşım, en alevli günleri yaşarken. Ne kadar doğru bir yargı değil mi? Bir
durup bakın mesela merkezinize, çoktan 2-3 kişilik bir yere dönüşmüştür bile. Eşiniz,
çocuğunuz, aileniz, en yakın arkadaşlarınız derken küçük bir toplantı odası
kıvamına gelmiş; merkez merkez olmaktan çıkmıştır eminim.
hayatının merkezine koy ve orası tek kişilik olsun” demişti çok sevdiğim bir
arkadaşım, en alevli günleri yaşarken. Ne kadar doğru bir yargı değil mi? Bir
durup bakın mesela merkezinize, çoktan 2-3 kişilik bir yere dönüşmüştür bile. Eşiniz,
çocuğunuz, aileniz, en yakın arkadaşlarınız derken küçük bir toplantı odası
kıvamına gelmiş; merkez merkez olmaktan çıkmıştır eminim.
Geometriye
geri dönelim hadi, çemberin merkezini düşünün: Tek bir nokta. Bir tek, biricik.
Tek kişilik… İşte böyle olmalı merkeziniz. Kimse size dairenizin çapıyla ilgili
bir sınır belirlemiyor zaten. Merkezde siz olun da, çapını istediğiniz kadar
geniş tutabilirsiniz, içini de istediğiniz kadar insanla doldurabilirsiniz.
geri dönelim hadi, çemberin merkezini düşünün: Tek bir nokta. Bir tek, biricik.
Tek kişilik… İşte böyle olmalı merkeziniz. Kimse size dairenizin çapıyla ilgili
bir sınır belirlemiyor zaten. Merkezde siz olun da, çapını istediğiniz kadar
geniş tutabilirsiniz, içini de istediğiniz kadar insanla doldurabilirsiniz.
Ama size
tavsiyem, merkezde siz olun, en çok da kendinizi sevin.
tavsiyem, merkezde siz olun, en çok da kendinizi sevin.
Çünkü
siz bir tanesiniz. Ebeveynlerimiz bile iki tane, ama siz bu dünyada eşsizsiniz.
siz bir tanesiniz. Ebeveynlerimiz bile iki tane, ama siz bu dünyada eşsizsiniz.
Barışın
kendinizle, eğer hala küsseniz. O tek ayak üstünde yıllardır bekleyen çocuğu
kucaklayın, sevin.
kendinizle, eğer hala küsseniz. O tek ayak üstünde yıllardır bekleyen çocuğu
kucaklayın, sevin.
Bugün
onunla sizin gününüz olsun. İnanın geçirdiğiniz en güzel sevgililer günü bu
olacak, size taahhüt ediyorum.
onunla sizin gününüz olsun. İnanın geçirdiğiniz en güzel sevgililer günü bu
olacak, size taahhüt ediyorum.
Ve ben…
Sekiz
yılımı geçirdiğim o üç adama, benim şu anki ‘ben’ olmamda katkıda bulundukları
için teşekkür ediyorum.
yılımı geçirdiğim o üç adama, benim şu anki ‘ben’ olmamda katkıda bulundukları
için teşekkür ediyorum.
Ve
kendim…
kendim…
Sevgililer
günümüz kutlu olsun…
günümüz kutlu olsun…
Beni
seviyorum…
seviyorum…
Siz de
sizi sevin, ne olursa olsun….
sizi sevin, ne olursa olsun….
29 Yorum Var
önce kendine aygın olcakkii etraf sana saygı duysun
zng.a son gidişimde 2 bayan benden kat kat kilolu yok göbeğin çıkmış yok basenin çıkmış die beni elştrdiler bede evet ya kilo aldım dedim aslımda orda yooo gayet iyi böle deseydim susar kalırlardı…
herşey kendini sevmekten başlıo geç olsada anladım
evet canım senin örneğinde olduğu gibi kendimizi kimseden aşağıda görmememiz lazım, kendini bedenini zihnini olduğu gibi seveceksin olay bu bence…
sevdim:)
teşekkürler bebek 🙂
canım benimmm aynı zamanlarda yazmışız ikimiz de ve ortak noktamız "Önce Kendini Sev" olmuş:) Gerçekten çok doğru.. İnsan önce kendine saygı duymalı, kendini düşünüp sevmeli. Yoksa hep biyerlerde eksiklik oluyor. Sevgililer günün kutlu olsun Hamidoşumm:)
kuzuşum önemli olan bu çünkü, kendimizi sevmezsek kimseyi yeterince sevemeyiz ki… senin de sevgililer günün kutlu olsun tatlım…
canım kendını sevmedıgını okudugumda gozlerım fırladı yuvalarından ama sonlara yaklastıkca derın bır ohh cektım..hayata daır hersey blogu blogum dıyordum yenı headrında da benzerını gorunce cok mutlu oldum…sevgı gunumuz kutlu olsun canım..kendını artık bır omur sev ve sakın merkezını sasırma..sevgıler
canım benim tabii ki kendimi seviyorum ayrıca beni sevmeyen ölsün yaaaa :D:D
Önce ben olmalı.. Yalnız gelinen bu dünyada, özelliğimizi yitirmeden, önce biz kendimizin değerini bilmeliyiz dediğin gibi..
Sevgilerimiz çok olsun beybim <3
ne güzel demişsin tatlım, sevgilerimiz çoook olsun 🙂
Bebiğim ben pek bir coşkuluyum bugün yazını okumadan direk yorum yazıyorum çünkü post okumaya diil bir anda koştura koştura sana bişi sölemeye geldim 🙂
Bak yalnızım die o kafana söle dumanlanmasın ben seni seviyorum conem 🙂
ooooyyyy kuzuuuuummmm ben de seni seviyoruuuum <3<3<3
kendini seven insanları ayrı bi seviyorum! <3
ben de seni ayrı bi seviyorum kuzum 😀
Kendini sev Hamidem, hayat da seni sevecektir 😉
tidyghost.blogspot.com
eveeeetttt :)))
Hayatımızda daha neler görücez Hamidem, dur bakalım. Kendimizi her zaman ve en önce sevicez tabi. Sonra başka Aşk'larımız olucak kendimizden daha çok seveceğimiz biri çıkıcak. Hayat böyle işte.
Yalnızım ama Sevgililer günümüzü kutluyorum 🙂
kutlu olsun Aslım benim evet çok güzel bir yorum yapmışsın sen de zaten…
aaaah ah ne içimdeki çocukla ne başka bir şeyle, bildiğin ofiste bilgisayarımla geçirdim 14 Şubatı 🙂
bence senin 14 Şubat süpermiş;)
kıyamam sana ama yaaa 😀
Yazı ne kadar hoş, kendimizi sevmek konusunda çok haklısın bence de 🙂 Blogunu yeni keşfettim bana da beklerim, sevgiler :))
teşekkür ederim 🙂 en kısa zamanda sendeyim…
ben nasıl takibe almamışım bu blogu çok kızdım kendime!!!;)
çok güzel bir yazı olmuş…;)
http://editorist1783.blogspot.com/2013/02/los-angeles-1-venice-beach.html
teşekkür ederim Esracım 😀
Ne güzel bir yazı olmuş yine Hamido'm…
Ve yine ne kadar haklısın; önce kendimizi sevmeliyiz!
evet kuşum önce kendimizi seveceğiiizz 😀
Hamidemmm güzel yüzlümm temiz gönüllüm!! İnan ne yazacağımı bilemeden başladım karalamaya:(
O kadar acayip ki şu yaşadığımız hayat inan ben ne yazsam boş!!? Sadece zaman işte tek çare! Ama sen çok güçlüsün, inan çok güçüsün!! Takdir ediyorum ben seni!!!
canım benim yok bir sitemim hayatta her şey kısmet diyorum artık ne diim 🙂
çok içime dokundu bu yazı, henüz yeni evliyim, kocamı çok sevmeme rağmen hoşuma gitti bu kendinizi sevinler 🙂 Kendimi seviyorum.. Onu da seviyorum ama kendimi de seviyorum..:)