Bu
sıralar kendimi yine kitaplara verdim, kitabın kalınlığına bağlı olarak
ortalama iki günde bir kitap okuyorum. Okumak o kadar güzel bir şey ki, kitap
gerilim kitabı bile olsa bazen öyle bir cümleyle karşılaşıyorum ki “işte”
diyorum, “bu cümle bu kitabı benim için unutulmaz yapacak…”
sıralar kendimi yine kitaplara verdim, kitabın kalınlığına bağlı olarak
ortalama iki günde bir kitap okuyorum. Okumak o kadar güzel bir şey ki, kitap
gerilim kitabı bile olsa bazen öyle bir cümleyle karşılaşıyorum ki “işte”
diyorum, “bu cümle bu kitabı benim için unutulmaz yapacak…”
Okuduğum
kitapların tanıtımlarımı genelde Okuryatar’da yapıyorum artık, o yüzden kendi bloğumda
yorumlama olayına pek girmiyorum. Ama dün dünya edebiyatının önemli
eserlerinden Genç Werther’ın Acıları adlı kitabı bitirince bir şeyler karalamadan
kitabı rafa kaldıramayacağımı fark ettim.
kitapların tanıtımlarımı genelde Okuryatar’da yapıyorum artık, o yüzden kendi bloğumda
yorumlama olayına pek girmiyorum. Ama dün dünya edebiyatının önemli
eserlerinden Genç Werther’ın Acıları adlı kitabı bitirince bir şeyler karalamadan
kitabı rafa kaldıramayacağımı fark ettim.
Kitabı
Tüyap Kitap Fuarı’nda canım Düş Kızı’mın tavsiyesiyle almıştım. Alırken Düş Kızım
“Almanya’da liselerde okutuluyor bu kitap ve zamanında bu kitabı okuyup intihar
eden çok fazla genç varmış” diye bilgi vermişti. Ben de tabii oldukça
meraklanmıştım.
Tüyap Kitap Fuarı’nda canım Düş Kızı’mın tavsiyesiyle almıştım. Alırken Düş Kızım
“Almanya’da liselerde okutuluyor bu kitap ve zamanında bu kitabı okuyup intihar
eden çok fazla genç varmış” diye bilgi vermişti. Ben de tabii oldukça
meraklanmıştım.
Pazartesi
günü listemden kitap seçmeye çalışırken rafta görüp hemen aldım okuyayım
bakalım neymiş Werther’ın acıları diye. Hatta instagrama fotoğrafını koyunca “kadim
kitap kardeşim” Stylopunk beni uyarmıştı, şu sıralar sen de acılar yaşıyorsun
dikkat et okurken, kötü olma diye. Tüm uyarılara karşın ben iki günde okudum
bitirdim kitabı. Öncelikle söylemeliyim ki Düş Kızım, iyi ki okumuşum kitabı,
zira dili ve edebi yönü inanılmaz kaliteliydi, ilk Goethe kitabım ve adam aşmış
belli. Ama…
günü listemden kitap seçmeye çalışırken rafta görüp hemen aldım okuyayım
bakalım neymiş Werther’ın acıları diye. Hatta instagrama fotoğrafını koyunca “kadim
kitap kardeşim” Stylopunk beni uyarmıştı, şu sıralar sen de acılar yaşıyorsun
dikkat et okurken, kötü olma diye. Tüm uyarılara karşın ben iki günde okudum
bitirdim kitabı. Öncelikle söylemeliyim ki Düş Kızım, iyi ki okumuşum kitabı,
zira dili ve edebi yönü inanılmaz kaliteliydi, ilk Goethe kitabım ve adam aşmış
belli. Ama…
Hikayenin
karamsarlığı beni inanılmaz etkiledi. Yani Werther arkadaşımızın umutsuz bir
aşkla Lotte adlı kızımıza aşık olması ve aşkına karşılık bulamadıkça dibe
vurması… Yazdığı mektuplarda “çıkış yolum yok, ya öleceğim ya da o bana
karşılık verecek” şeklindeki cümleleri beni çok rahatsız etti. Kısa bir süre
önce terk edilme, boşanma ve aldatılma gibi üçlüyü yaşadıktan sonra ben bile
çıkmaza sürüklenmedim. Hiçbir zaman intihar gibi soğuk kelimeyi aklıma
getirmedim. Ayrıca seni sevmeyen, değer vermeyen biri için en kıymetli varlığın
canını vermek mi? Hadi canım sen de diyorum. Dünyanın en mantıksız olaylarından
biridir kendi canını almak. Her zaman bir seçeneğin, bir çıkış yolun vardır ki
burada da Werther’ın yapacağı şey kızdan uzaklara gitmek iken yaşamını
sonlandırmayı seçmesi aklımın almadığı ve hiçbir zaman da almayacağı bir şey.
karamsarlığı beni inanılmaz etkiledi. Yani Werther arkadaşımızın umutsuz bir
aşkla Lotte adlı kızımıza aşık olması ve aşkına karşılık bulamadıkça dibe
vurması… Yazdığı mektuplarda “çıkış yolum yok, ya öleceğim ya da o bana
karşılık verecek” şeklindeki cümleleri beni çok rahatsız etti. Kısa bir süre
önce terk edilme, boşanma ve aldatılma gibi üçlüyü yaşadıktan sonra ben bile
çıkmaza sürüklenmedim. Hiçbir zaman intihar gibi soğuk kelimeyi aklıma
getirmedim. Ayrıca seni sevmeyen, değer vermeyen biri için en kıymetli varlığın
canını vermek mi? Hadi canım sen de diyorum. Dünyanın en mantıksız olaylarından
biridir kendi canını almak. Her zaman bir seçeneğin, bir çıkış yolun vardır ki
burada da Werther’ın yapacağı şey kızdan uzaklara gitmek iken yaşamını
sonlandırmayı seçmesi aklımın almadığı ve hiçbir zaman da almayacağı bir şey.
Hep
söylüyorum; bıkmadan usanmadan da söyleyeceğim herkesin kafasına sokana kadar
bunu: Hayatta başımıza gelen her şeyin bir nedeni var, ne kadar kötü şeyler
yaşarsak yaşayalım geçeceğini düşünüp devam etmek gerekiyor hayata. Zira
ananemin bir lafı vardır: Allah rızkını kesse canını alır. Hepimiz bir sürü
kötü diye nitelendirebileceğimiz şey yaşıyoruz ama nefes almaya devam ediyoruz.
Bu demektir ki sonrasında bizi güzel günler bekliyor. Sabretmek lazım.
söylüyorum; bıkmadan usanmadan da söyleyeceğim herkesin kafasına sokana kadar
bunu: Hayatta başımıza gelen her şeyin bir nedeni var, ne kadar kötü şeyler
yaşarsak yaşayalım geçeceğini düşünüp devam etmek gerekiyor hayata. Zira
ananemin bir lafı vardır: Allah rızkını kesse canını alır. Hepimiz bir sürü
kötü diye nitelendirebileceğimiz şey yaşıyoruz ama nefes almaya devam ediyoruz.
Bu demektir ki sonrasında bizi güzel günler bekliyor. Sabretmek lazım.
Werther’dan
nerelere geldi bu deli kız diyebilirsiniz. Haklısınız, ama biliyorum bir sürü
kişi sevgilisinden ya da eşinden ayrılınca umutsuzluğa kapılıp karşısındaki
kişinin suçluluk duymasına sebep olmak için intiharı düşünebiliyor. Allahtan
her düşünen uygulamıyor, yoksa memlekette insan kalmazdı. Ama düşüncesi bile o
kadar rahatsız edici ki…
nerelere geldi bu deli kız diyebilirsiniz. Haklısınız, ama biliyorum bir sürü
kişi sevgilisinden ya da eşinden ayrılınca umutsuzluğa kapılıp karşısındaki
kişinin suçluluk duymasına sebep olmak için intiharı düşünebiliyor. Allahtan
her düşünen uygulamıyor, yoksa memlekette insan kalmazdı. Ama düşüncesi bile o
kadar rahatsız edici ki…
Oysa
ölüm değil aksine yaşamanız, o kişiye inat doya doya yaşamanız suçluluk
duygusunu yaşatır sizi terk edene. Hayata devam edebilmeniz ne kadar güçlü
olduğunuzu gösterir, gücünüz o kişiyi rahatsız eder. Ağlayıp sızlamak kendi
canınızı yakmaktan başka bir işe yaramazken, her şeye inat gülmeniz en büyük
silahtır etrafınızdakilere karşı…
ölüm değil aksine yaşamanız, o kişiye inat doya doya yaşamanız suçluluk
duygusunu yaşatır sizi terk edene. Hayata devam edebilmeniz ne kadar güçlü
olduğunuzu gösterir, gücünüz o kişiyi rahatsız eder. Ağlayıp sızlamak kendi
canınızı yakmaktan başka bir işe yaramazken, her şeye inat gülmeniz en büyük
silahtır etrafınızdakilere karşı…
O yüzden
ne yaşarsanız yaşayın; önce kendinizi sevin, sonra inadına gülümseyin.
ne yaşarsanız yaşayın; önce kendinizi sevin, sonra inadına gülümseyin.
Neticede
Werthercım hayat kısaaa, değmez bir kızaaa 😀
Werthercım hayat kısaaa, değmez bir kızaaa 😀
Sevgiyle
kalın…
kalın…
24 Yorum Var
beş para etmeyecek insanlar için canını kıymaya bırak üzmeye değmez. allah büyüktür bir kapıyı kapar öbürünü açar.. umudunu seviyorum bebişim
canımsın kuzum teşekkür ederim 🙂
bende cüneytle kavga edince bu cümleyi kuruyorum hayat kısa değmez bir laza:))
ahahahaha allah iyiliğinizi versin siziiin 😀
Kesinlikle çok doğru,sen bu düşünceden ayrılmadıkça hiç kimse seni üzemez 😉
inşallah canım…
Bakış açısını sevdiğim, nadide insan,Rabbim hep güldürsün yüzünü..
Hayırlı cumalara..
amin kuzum amiiin 🙂
oyle ya kimin hayatı hiç göz yaşı, hayal kırıklığı olmadan devam edıyor? Muhım olan, insanlığımızı kaybetmeden göğüs gerip üstesinden gelebilmek.
Bu da ancak kendı kendımıze yetebılmek; kendımızı rehabılıte edebilmekle mumkun.Ve tabi "İnanç" en önemlisi !
Herşeyin guzel, daha guzel olacagına, annenin de dediği gibi rızkımızın biteceği, buradan gideceğimiz güne dek, yaşanılacak daha cok tecrübe ve öğrenilecek çok yeni ders olduğuna; bu tecrübelerin birikiminin bizi BEN & BİZ yapabildiğine CAN-I GONULDEN İNANMAK lazım…
Ne kimseyi acıtmak, ne kimseye bişi kanıtlamak zorunda değiliz..
Kendimiz , bizim adımlarımız herşeyi açıklıyor..Zaten kime neyi ne kadar anlatmaya calısırsak calısalım onların anladığından oteye gıdemeyeceğimiz için; sevgi ve sabırla yaşayalım, bekleyelim gorelım…
sevgiyle,
Kendimiz , bizim adımlarımız herşeyi açıklıyor..Zaten kime neyi ne kadar anlatmaya calısırsak calısalım onların anladığından oteye gıdemeyeceğimiz için; sevgi ve sabırla yaşayalım, bekleyelim gorelım…
satırlarını çok beğendim tatlım benim…
İşte bu dedirten türde bir yazı olmuş.
Anlamıyorum ki ben o insanları.
Ölümü isteyenleri.
Sen çok güçlü ve güzel bir kadınsın.
Bunu görebiliyorum ve Allah inşallah hep yolunu açsın ve hep mutlu ol inşallah 🙂
amin canım inşallah… benim gibi pozitif bakan herkes mutlu olsun yolunu açsın 😀
canım aslında kitap ço güzeldir , tabi katılıyorum bütün fikirlerine ama bence bütün yazıdaki anlattıklarından sadece şurada takıldım ve alkışlarım , sevgim seninle , kitap okumak öyle bir şey ki insanın hayat algısını değiştiriyor ve zaten sen çok kitap okuyordun ama ben de bunu bir kere daha netleştirmiş oldum , karar yaşasın kitaplar:)
bakış açını sevdim canım ben kitabı sevmedim demedim asla tek sıkıntım çocuğun karamsarlığı, dediğim gibi zamanlamam yanlıştı belki de 😀
Kitabı okumadım Hamide'm, konusunu da bilmiyorum ama o son yazdıkların var ya, o kadar haklısın ki, o kadar doğru ki. Aklını ve gücünü seviyorum kuzucum 🙂
ooyy canım ben de seni seviyorum 🙂
tüm yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum. Hiçbir zaman aciz olmamalı insan. Mutlaka vardır bir hikmeti diye düşünmek lazım. O zaman insan belki algılayamıyor yaşarken, üzüntü duyuyor ama zaman geçince bi bakıyorsun ki iyi ki böyle olmuş diyorsun. Sebebini o zaman anlıyorsun.
evet canım benim dediğin gibi yaşarken anlamıyoruz ama olup bitince diyoruz ki iyiki olmuş… zaman her şeyin ilacı net 🙂
Kitabı okumuştum ama o dönemi göz önüne getirirsen Hamidem normaldir yaşananlar. Şimdi öyle aşklar kaldımı?
Ayakta durmak önemli olan ve sen bunu gayet güzel başarıyorsun.
evet aslım dediğin gibi dönemim de etkisi var ama şimdi de hastalıklı düşünüp adına "aşk" diyen bir sürü şuursuz var bunu da atlamayalım 😀
Kuzuuuum yine ne güzel yazmışsın 😀
Kitabı IG'de de yazdığım gibi, Alman edebiyatından bir eseri tanıtmak için tavsiye etmiştim sana.
Dediğin gibi, aslında çok doğru tespitlerin var 🙂
Goethe, döneminin okurlarına bir nebze dahi olsa dersolabilmek için yazmış bu kitabı bence 🙂
evet kuzum Goethe'ciğim aşmış kendisine diyecek hiçbişeciğim yok :)))
Kitabı okuma şansım olmadı.
tavsiye ederim 🙂