Türkiye’nin genç ama başarılı online dergilerinden biri olan Blogum Dergisi Mart ayı sayısını Kadınlar Günü’ne özel olarak 8 Mart günü yayınladı. Kapağımızda da gerçekleşmesini çok istediğimiz “Kadına Yönelik Şiddete Son” sloganı yer alıyor. Gerçi Kadınlar Günü’nde de bile bir kadının kocası tarafından bıçaklanarak öldürüldüğü bir ülkede yaşıyoruz, zihniyetler ve adalet sistemindeki bozukluklar düzelmedikçe sokaklara çıkıp yürüsek sloganlar atsak neye yarar demeden geçemiyor insan…
Dergi yine dopdolu, içindeki kaliteli yazılar ve konularla hafta sonunuza renk katacak 🙂
İşte benim yazımdan sneakpeak:
“”
KARANLIKTAN
AYDINLIĞA
AYDINLIĞA
Sabah alarm
çalıyor, kapatıyorum ve hızlıca kalkıyorum yataktan. Hızlıca düzeltiyorum çift
kişilik yatağın uyurken bozduğum tek kişilik tarafını. Banyoya geçiyorum,
geçerken de radyonun düğmesine basıyorum. Odayı müziğin sesi dolduruyor, yüzümü
yıkayıp dişlerimi fırçalarken çalan şarkıya eşlik ediyorum gayri ihtiyari.
Tekrar yatak odasına dönüyorum, yatmadan önce karar verdiğim giysileri
çıkarıyorum dolaptan ve giyinmeye başlıyorum. Kol saatimi de taktıktan sonra
tekrar banyoya geçiyorum makyaj yapmak için; önce göz kalemi, sonra rimel ve en
son da allık. Saçımı da şöyle bir toparlıyorum. Yatak odasına uzanıp cep
telefonumu alıp radyoyu kapatıyorum. Salona geçiyorum, gece açık bıraktığım
gece lambasını söndürüyorum önce. Sonra buzdolabının durduğu hole geçiyorum,
açıp günlük vitaminlerimi alıyorum avcuma. Mutfağa geçiyorum, sürahiden su
doldurup bir bardağa, ilaçları atıyorum ağzıma. İlaçları yutarken, kombiyi de
kapatıyorum, bütün gün boş duracak evi ısıtmanın bir manası yok nasılsa diye
düşünerek. Ayakkabılarımı giyiyorum önce, sonra montumu. Kapının arkasındaki aynaya şöyle bir bakıp, dün akşam bıraktığım yerde duran
çantamı alıp çıkıyorum evden. Kapıyı kilitlerken bir yandan da asansöre
basıyorum. Asansör geliyor, biniyorum, asansörün aynasında da son kez kendime
baktıktan sonra dış dünyaya adımımı atıyorum…””
çalıyor, kapatıyorum ve hızlıca kalkıyorum yataktan. Hızlıca düzeltiyorum çift
kişilik yatağın uyurken bozduğum tek kişilik tarafını. Banyoya geçiyorum,
geçerken de radyonun düğmesine basıyorum. Odayı müziğin sesi dolduruyor, yüzümü
yıkayıp dişlerimi fırçalarken çalan şarkıya eşlik ediyorum gayri ihtiyari.
Tekrar yatak odasına dönüyorum, yatmadan önce karar verdiğim giysileri
çıkarıyorum dolaptan ve giyinmeye başlıyorum. Kol saatimi de taktıktan sonra
tekrar banyoya geçiyorum makyaj yapmak için; önce göz kalemi, sonra rimel ve en
son da allık. Saçımı da şöyle bir toparlıyorum. Yatak odasına uzanıp cep
telefonumu alıp radyoyu kapatıyorum. Salona geçiyorum, gece açık bıraktığım
gece lambasını söndürüyorum önce. Sonra buzdolabının durduğu hole geçiyorum,
açıp günlük vitaminlerimi alıyorum avcuma. Mutfağa geçiyorum, sürahiden su
doldurup bir bardağa, ilaçları atıyorum ağzıma. İlaçları yutarken, kombiyi de
kapatıyorum, bütün gün boş duracak evi ısıtmanın bir manası yok nasılsa diye
düşünerek. Ayakkabılarımı giyiyorum önce, sonra montumu. Kapının arkasındaki aynaya şöyle bir bakıp, dün akşam bıraktığım yerde duran
çantamı alıp çıkıyorum evden. Kapıyı kilitlerken bir yandan da asansöre
basıyorum. Asansör geliyor, biniyorum, asansörün aynasında da son kez kendime
baktıktan sonra dış dünyaya adımımı atıyorum…””
Devamını merak edenleri BURAYA alalım 🙂
İyi Okumalar, Mutlu Haftasonları
7 Yorum Var
offf burada siddet var ben kacsam mi ne??? ama megerse sonunda aydinlik varmis guzel 🙂
:))
yazın yine çok güzel canım,ben isyan etmekten korkan bir insanım o yüzden dediğin gibi rutin dediğimiz şeyler aslında hayatımız için çok değerli belki de,o yüzden rutinde olsa hakkını vermek gerek,hayat çok daha güzel olacaktır buna inanalım yeter..
evet canım benim inanırsak her şey çok daha güzel ve kolay oluyo…
AY YA ICIM GIDIYOR DESEM 🙁
Şiddetsiz günlere uyanabilmek istiyorum ve Hemen okumaya gidiyorum 🙂
:))) çok güzel eline sağlık canım benimmmmm