Source |
Bu sıralar mutlu olmak, kendini iyileştirmek, pozitif düşünmek, şükretmek üzerine çok okur ve düşünür oldum. Yaşadığım onca şeyden sonra, üstesinden geldiğim o büyük fırtınadan sonra ilk fark ettiğim şeydi, her şeyin kişinin kendisinde bittiği… İsterse dostlarınız, aileniz etrafınızda pervane olsun, siz iyileşmeyi istemiyorsanız onların size hiçbir faydası dokunamaz. Çünkü kendinizi kapatmışsınızdır, hem onlara hem de yüreğinizden gelen iyileşme çağrısına.
Uzun/Köklü birlikteliklerin ardından gelen ayrılıklarda, özellikle biz kadınlar yıkılırız; ayrılan taraf biz olsak bile. Yapılanı kendimize yediremeyiz, kendimizi suçlarız, sinirleniriz, sinirlendikçe ağlarız, ağladıkça yoruluruz, yoruldukça mutsuz oluruz, mutsuz oldukça da kendimizi herkese kapatırız. Etrafımızda bize yardım etmek isteyenleri duyarız ama dinlemeyiz. Kendimize işkence etmek adına “acaba şimdi kiminle? Ne yapıyor?” diye meraklanır, mantığımız yapma dese de facebook/instagram profiline girip bakarız. Bir de onun hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ettiğini görürsek, iyice yıkılır, dağılır, kendimizi kederin kucağına bırakırız. Psikologların kapısını aşındırır, prozac alıp beynimizi uyuştururuz. Bazen çevremizdekilere kulak verir, ‘kafamızı dağıtmak’ için seyahate çıkarız. Ama düşüncelerimizi geride bırakamadığımız için gittiğimiz tatili de kendimize zehir ederiz, yediğimiz içtiğimizden zevk almaz dönmek için can atarız. Dönüp başucundaki komodinde selpak kutusunun beklediği o yatağa kendimizi atmak isteriz içten içe. Kendimizi kapatırız, bir daha başkasını asla sevemem, sevsem de güvenemem deriz.Zaten böyle iyi, tek başına olunca en azından canını yakan olmuyor deriz. Deriz de deriz…
Tanıdık geldi değil mi yukarıdakiler? Hepiniz en az bir ilişkinizde yaşamışsınızdır bu süreci. Yukarıdakileri neredeyse birebir yapmışsınızdır. Peki sonuç? Sevmediniz mi mesela bir daha kimseyi? Güvenmediniz mi başka birine?
Ben de bugüne kadarki ayrılıklarım sonrası hep aynısını yapmıştım, bile bile sadistçe kendi canımı yakmıştım. Kendimi suçlamış, değerimi düşürmüştüm.
Ama bu seferkinde, en yıkıcı olanında dur dedim, bundan öncekilerde böyle yaptın da ne oldu, bu sefer de diğer yolu dene. Kendini suçlama, sen en değerlisin, daha iyisiyle karşılaşacağın için bunlar yaşanıyor, çok daha mutlu olacaksın, çok şey öğrenecek, daha da güçleneceksin dedim. Hayatta insanın başına her şey gelir, senin başına gelen en kötüsü değil, sen nelerin altından kalktın bunu zaten atlatırsın dedim. Her şeyin daha güzel olacağını, bundan sonraki hayatımın fırtınadan sonra açan o muhteşem güneş gibi aydınlık olacağını söyledim kendime ve buna inandım.
Ve derler ya inanmak başarmanın yarısıdır diye, bence inanmak başarmaktır. Ben başardım, kısa sürede yepyeni bir hayat kurdum kendime. Eskiye dair ne varsa çıkardım hayatımdan, yeni hayaller kurdum, yeni hedefler koydum. Yeni dostlar edindim, hep yanımda olan dostlarımla yeni hobiler yeni alışkanlıklar edindim. Daha çok vakit geçirdim onlarla, daha çok konuştum, daha çok dinledim. Yeni bir gülüş edindim, gözlerimi de kattım içine, insanlar bana ‘gözlerinin içi gülüyor’ diyebilsin diye. Daha dikkat eder oldum yediğime, içtiğime, bedenime. Daha çok sever oldum kendimi. Ve bunları yapınca eskiye göre çok daha mutlu olduğumu fark ettim…
Alttaki kuralları sevgili Fidocuğum paylaşmıştı, ben de sevip kaydetmiştim. Şimdi okuyunca fark ettim ki, tam da bu yazıyı bitirmek için ayırmışım kenara. Yukarıda uzun uzun yazdığım şeylerin özeti bu kurallar. Ama bilin ki taa en başında dediğim gibi, her şey sizde başlıyor siz de bitiyor, seçim sizin…
KURAL 1:
”Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur: hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.”
KURAL 2:“Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. ‘Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı’ gibi bir cümle yoktur. Hayır ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay mükemmeldir.”
KURAL 3:“İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.”
KURAL 4:“Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.“
9 Yorum Var
Yine döktürmüşsün. Ne demiş Şebnem Ferah. "Gözyaşlarımızın tadı aynı."
Hepimiz yaşamışızdır çok benzerini. Atlatmana da sevindim duygularımı dile getirmene de…
Hep yaz , hep kendimi bulayım 🙂
Alkış alkış alkış..Süpersin Hamiş'im! 🙂 Kadınlar çabuk yıkılırmış gibi görünür ama çabuk yıkılmazlar aslında, ya da yıkılsalar da çok çabuk toparlarlar kendilerini. Güçlüdür kadın, kendine uğraşacak bir sürü şey bulur, önce düşünmekten kafayı yer ama aynı hızla da unutur.
Bu hayatta başımıza gelen her şeyin, karşımıza çıkan her bireyin bi amacı var kuzum, belki bu olay da senin başına Senin ne kadar değerli olduğunu' anlaman için geldi belki iyiki de geldi. Şu dünyadaki en önemli varlık önce kendinsin, bunu sakın unutma Hamiş'im <3
Bedenine, ruhuna iyi bak, onları iyi besle ki etrafına ışık saçabilesin, ve sen bunu en iyi şekilde yapacaksın, bundan hiç şüphem yok! 🙂
Öpüyorum seni kocaman <3
Sen çok değerlisin, bunu sakın aklından çıkarma 😉
merhaba, ben sessiz takipçi 🙂
sen ayrılıkların en ağırını atlatabildiysen daha ne denir ki sana? Bravo bravo bravo… ama hayatın ne kadar güzel olabileceğini ve bu işte de bir hayır olacağını idrak etmektir zaten yaşam sevinci.
Bende 6 senelik ilişkim sonrası ağır bir şekilde boynuzlanmış ama niyeyse çok üzülmemiş hayata küsmemiştim. ağlamıyor olmamdan süphelenen arkadaşlarım bana içirip ıssız adamı seyrettirmeye çalışmış, ağlatmaya çalışmışlar, olmayınca bunu tatile götürelim kendine gelsin demişlerdi. Ben tatilde biriyle tanışıp 1 yıl içinde evlenip çoluk çoluğa karıştım. Geriye dönüp bakıyorum da ne de güzel olmuş. Hepimiz için öyle olacak. Bir kapı kapanmadan diğeri açılmazmış. Sen bundan sonra gör hayatını nasıl olacak. Yupppiiiiii
Kendimizin farkına varmakta oldukça geç kalıyoruz canım, ama geç olsun güç olmasın değil mi 🙂
En değerli biziz, biz olmasak olan yok..
Ki sen var ya sen çok başkasın..
Gözlerindeki gülümseme kamp kursun ayrılmasın oradan..
radikal değişim kararıyla,bunu tüm hücreleriyle benimseyen,kozasından gönül rahatlığıyla çıkan bir kelebek görüyorum sanki.
hani derler ya kelebeğin ömrü bir günmüş.inanma sakın.insan ruhu ölümsüz bir kelebek..başkalaşımı geçirmek bir o kadar zor ama sonrasında da bir o kadar hafif,huzurlu,sakin…
insan kendi kafasına koymaya görsün değişimi.işte o zaman başlıyor her şey,tıpkı senin dediğin gibi.
istemek başarmanın yarısıdır derler,hakikaten de öyle.
sevgiyle kal!
Hamidecim sık sık aklıma geliyorsun fotoğraflarını görüyorum fln ama sormuyorum sana nasılsın diye, konuyu açmak bile istemiyordum ama senin bu yazın benim içimi rahatlattı kuzum be, vallahi çok sevindim,çok hissetim yaşadıklarını, ama sen maşallah kendi değerini hiç düşürmedin bravo sana, bu yazdıklarınla bizi rahatlattın, go go go diyorum sana:))
çook daha güzel günler görmen dileğiyle tatlım öpüldün…
Kuzenimde şu sıralar zorlu bir ayrılık yaşıyor.Ne kadar nasihat versem de beni gerçekten dinliyor mu bilemiyorum.Böyle zamanlarda insan, kimse beni anlamıyor triplerine girebiliyor.Göz gerçekten açılınca da boşa kendimi yıpratmışım diyoruz.
canım benım sana teyzosumu anlatmıstım degıl mı hıcc merak etme sonrası ıcın yasanıyor bunlar..coko mutlu oluyorum bunları gordukce ohh dıyorum resmen tatlım
Nasıl demişti Ali Poyrazoğlu?
"Değişim istiyorsan önce kendini değiştirmekle başlayacaksın."
Gerisi zaten kendiliğinden gelir sen çaba gösterdikçe, değişmekte sebat ettikçe…
Sen iyileşmeyi seçtin kuzum, bil ki; bu öyle her baba yiğidin yapabileceği bir şey değil.
Çoğu insan kolay yolu seçerek karalar bağlar, aylarca veya yıllarca depresyondan çıkamaz, bkz: Maraz'da Aslı'nın annesi…
İnan ki doğru yoldasın ve bu yoldan bir an bil olsun sapma kuzum 🙂